10 Kasım 1938…
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurladık. Tüm dünya liderleri ve milletleri de bu kederli haberi aldıklarınla sadece Türkiye için değil dünya içinde büyük bir kayıp olduğu haberlerini yaptılar.
1881’de Selanik’te başlayan o hayat, koskoca bir milletin kurtuluşunda en aydınlık meşale olacaktı. 1893’te hocasından aldığı “Kemal” adıyla birlikte ismiyle müsemma bir lider oldu. Atatürk bir ulusun bağımsızlığını kazanması için ömrünü adadı.
Şam’da kurduğu gizli Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nden (1906), Trablusgarp ve Çanakkale cephelerine (1911-1915); her adımında bir vatanseverlik destanı yazdı. Arıburnu’nda (25 Nisan 1915) ve Anafartalar’da (10 Ağustos 1915) düşmanı durdururken, omuzlarına bir milletin emaneti olarak taşıdı bağımsızlığı…
19 Mayıs 1919’da Samsun’a attığı ilk adım, geri dönülmez bir yolun başlangıcıydı. Amasya, Erzurum, Sivas… Her kongre, her genelge; bağımsızlık yeminine dönüşen metinlerdi. Ve 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Meclis, millet iradesinin sarsılmaz kalesi oldu.
Sakarya (1921) ve Dumlupınar’da (1922) kazandığı zaferler, ona Mareşallik ve Gazilik sanını getirirken, 29 Ekim 1923’te ilan ettiği Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil, halkın yönetime gelmesi ve değerinin yüceltilmesi için atılmış büyük bir adım, bir felsefe ve geleceğinin teminatıydı. O kadın haklarında ve medeniyet yolunda da en büyük öncü oldu. Kadınlarımızı yönetimde söz ve hak sahibi kılmak adına seçme seçilme hakkını tanıdı. Milleti için yaptıkları saymakla bitmez..
10 Kasım 1938’de aramızdan fiziken ayrılsada Atatürk kalplerimizdedir..
Saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz.







